Nurullah Genç Yağmur Şiirinin Edebi Sanatları Nelerdir?

Bakın" Nurullah Genç"


Cevap :

Cevap:

Şiirin Ahenk Unsurları (Uyak – Redif)

Küçük, muttarit, muhteriz darbeler –a1 (tekrar)

Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz – b1 (tekrar)

---nağme-sâz – b  

Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz – b1  (tekrar) “–âz” zengin uyak

Küçük, muttarit, muhteriz darbeler – a1 (tekrar)

---ağlaşır

---yaklaşır   “-ır” redif; “-la” tam uyak

---bir

---gelir    “-ir” tam uyak

---hep

---şeb    “-ep, -eb” tam uyak (kulak kafiyesi)

---demin

---âlemin   “-emin” zengin uyak

---pencere

---yerlere    “-ere” zengin uyak

---gibi

---sabî   “-bi” tam uyak

---tebâh

---siyâh    “-âh” zengin uyak

---bu pek

---köpek  "-ek" tam uyak

---enîn

---tanîn   “-nîn” zengin uyak

Küçük, pür-heves, gevherîn katreler – a2 (tekrar)

Sokaklarda, damlarda pür-ihtizâz – b2 (tekrar)

---nağme-sâz – b (tekrar)  

Sokaklarda, damlarda pür-ihtizâz – b2 (tekrar)   “-âz” tam uyak

Küçük, pür-heves, gevherîn katreler –a2 (tekrar)

Şiirdeki Diğer Ahenk Unsurları

Şiirde “r” ünsüzünün baskın olarak kullanıldığı görülür. Bu ünsüzün ardından en çok kullanılan diğer ünsüzler “l, k, s, ş, n, m” ünsüzleridir. Bu ünsüzler şiirde aliterasyon oluşturmaktadır.

Şiirde en çok kullanılan ünlüler ise “a, e, ı, i” sesleridir. Bu ünlüler şiirde asonans oluşturmaktadır.

Bunun dışında bazı ekler, kelimeler ve dizelerin tekrarıyla ahenk güçlendirilmiş, yağmurun yağışı okuyucuya duyurulmaya çalışılmıştır.

Şiirin teması: yağmurdur. Şair, adeta bir tablo çizer gibi yağmurun yağışını canlandırmaya çalışmıştır.

Dil ve Anlatım

Şiirde ilk göze çarpan anlamın dize ya da beyitte tamamlanmayıp diğer dizelerde devam etmesidir. Şiir, dize biçiminde okunduğu gibi cümleler biçiminde de okunabilir. Böylece şiir, düzyazıya yaklaştırılmış, ancak ahenk güçlendirilerek düzyazıdan ayrılmıştır.

Şiirin tasvir kısımlarında Arapça ve Farsça tamlamaların, fiillerde ise Türkçe kelimelerin kullanıldığı görülür.

Şiirin tamamında yağmurun yağışı tasvir edilmiştir. Şiiri okurken adeta gözümüzün önünde bir tablo belirir ve yağmurun yağışını duyar gibi oluruz.

Yağmurun tasvirinden şairin karamsar duygular içinde olduğunu görürüz. Havanın karanlık, soğuk ve ürpertici olması ile ülkede baskıcı yönetim arasında bir ilgi kurulabilir.

Şiirin dili, Servetifünun şiirinin dil özelliklerine uygun olarak sanatlı, kapalı ve ağır bir dildir.

Şiirin ilk dizelerinde yağmurun başlaması anlatılır. Yağmur, küçük, tekdüze, ürkek vuruşlarla başlamıştır.

Yağmurun yağışı gittikçe güçlenir; ufuk yaklaşır, bulutlar kararır, soğuk bir gölge çevreyi bürür, sokaklarda seller ağlaşır, tüm pencereler kapalıdır, vahşet çöker her yere, boş sokaktan hayalet gibi bir çocuk geçer, uzaktan bir köpek ulur.

Şair, dönemin baskıcı yönetimiyle ve duygularıyla “yağmur” arasında bir ilgi kurarak karamsar bir tablo çizer. 

Şiirin son bölümünde inci gibi damlalar ezgi söyler, ağıt yakar, titreşir. Bu dizelerde ağır, soğuk ve ürkütücü bir havanın içinde inci tanelerinin görünmesi bize şairin kelimelerini ve dizelerini çağrıştırır. Hava, her ne kadar ürkütücü ve korkutucu olsa da ufak bir umut pırıltısı vardır.

Şiirde biçim ve içeriğin bütünleştiği görülür. Şiirdeki ahenk, dizelerin kümelenişi ve kelimelerin seçimi içeriğe uygun bir yapıdadır. Şiiri okurken adeta gözümüzün önünde bir tablo belirir ve yağmurun yağışını duyar gibi oluruz.

Şiirde parnasizm ve sembolizmin etkileri görülür. Lirik ve pastoral özellikler gösteren şiir, “sanat sanat içindir” anlayışına uygun bir biçimde yazılmıştır.

EN İYİ SEÇER MİSİN LÜTFEN

İYİ DERSLER