Bir yazarın belirli bir konudaki düşüncelerini belli kanıtlar, belgeler ve inandinci veriler kullanarak okuyucuya kabul ettirmeye çalıştığı öğretici yazılara makale denir.
Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamayı örneklendiren bir metindir?

A) Orta Çağ boyunca yetişmiş en büyük Müslüman düşünürlerden olan İbn-i Sina'nın El Kanun fit-Tip adlı eseri uzun yıllar boyunca akademilerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Orta Çağ biliminin henüz Yunan düşünürlerle tanışmadığı bir dönemde Müslümanların yazdığı El Kanun fit-Tip gibi eserler bilgeliği Avru- pa'ya taşıyordu. Tıp alanındaki neredeyse en meşhur kitaplardan birisi olan bu eser tüm Orta çağ boyunca batı dillerine çevrilmiştir. Bu eserin önerdikleri denendi, yanlışları gözlendi ve tip bilimi böylece deney ve akıl yürütmenin evrensel nitelikleri üzerinde yükseldi.

B) Kitaptan korkmak, insan düşüncesinden korkmak, insanı kabul etmemektir. "Birak, senin yerine ben düşü- nüyorum!" demekle, "Falan kitabı okuma!" demek arasında hiçbir fark yoktur. Ondan mahrum edilen insan, kendiliğinden bir paçavra hâline düşer. Şüphesiz insanı korumamız lazım gelen vaziyetler vardır. Orta Çağ'dan bugüne kadar gelen zaman içinde insanlığın belki en büyük kazancı bu basit hakikati anlamasıdır.

C) İzmir Saat Kulesi'ne gitmeye karar verdik. Mersin'den kendi arabamız ile akşamüzeri yola çıktık. Sabah İzmir'deydik. İzmir'de gitmek istediğimiz belki de tek yer Saat Kulesi idi. Çünkü daha önce çoğu kez İzmir'e gelmiştik ama bir türlü Saat Kulesi'ne gidememiştik. Tüm ihtişamı ile Kule karşımızda duruyordu. Bu yapı- nin etrafı beyaz mermerden, diğer bölümleri kesme taştan yapılmıştı. Üçer çeşmesi ile kurnası, ortasında da fiskiyeleri vardı. Ay yıldız kabartmalar mükemmel ötesiydi.

D) Martilardan söz etmiyorum. Onları sayısız çığrış ve çırpınışlarıyla kıyılarda görür, durur ve görmesini de severiz. Ama o bildiğimiz martılardan çok daha büyük ve kanatları çok daha uzun bir açık deniz martısı var dir. Onlara Güney Akdeniz' de "miho" derler. İşte onlardan söz etmek istiyorum. Sanki kuş değildir kanatlanmış bir köpük parçası ne bileyim bir issizlik parçasıdır. Denizin o hirlayan uçurumlan, tepetaklak dönmüş Nigara Şelaleleri gibi havaya yükselirken onlara gün doğdu demektir.​